“DİN GÖREVLİLERİMİZ KANAAT ÖNDERİ OLMALI”
Bozüyük İlçe Müftülüğü tarafından “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” nedeni ile konferans düzenlendi. Konferansta konuşan İl Müftüsü Necati...
Bozüyük İlçe Müftülüğü tarafından “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” nedeni ile konferans düzenlendi. Konferansta konuşan İl Müftüsü Necati Akkuş din görevlilerinin kanaat önderi olacak şekilde misyon üstlenmeleri gerektiğini söyledi.
Saygı duruşu ve istiklal marşımızın okunması ile başlayan program Kur’an-ı Kerim tilaveti ile devam etti. Ardından ‘camiler ve din görevlileri’ konulu sine vizyon gösterisi izlendi. Konferansta ilk olarak konuşan Bozüyük İlçe Müftüsü Selami Bağcı, camiler ve din görevlilerinin İslam kültür ve medeniyetindeki öneminden bahsetti. Müftü Bağcı, “Cami İslam kültür ve medeniyetinin temelini teşkil eder. Cami kültürüyle yetişen Müslümanlar caminin varlığını ve ezan sesini hayatının olmazsa olmazı olarak görür. Günde 5 defa dinlediği ezanla ruhunu teskin eder. Bunun içindir ki Peygamber Efendimiz Medine'ye varır varmaz mescit inşa etmiştir. Camiler toplum hayatında da oldukça önemli bir yere sahiptir. İnsanların toplumsal ve kişisel ihtiyaçlarını karşılamada yaşanan bir takım problemlerin çözümlenmesinde camilerimizin son derece etkisi büyüktür. Ecdadımızın yaptığı tarihi camiler, imarethaneler, hanlar, hamamlar işte bu toplumsal sıkıntıların giderilmesine yöneliktir. Bu sebeple günümüzde camilerimiz ibadet mekânları olmasının yanında bu fonksiyonların yerine getirilebilmesi için gerekli planlamanın yapılması büyük önem arz eder.
Kıymetli misafirler; Camilerin inşasının yanında imarı ve yaşatılması da önemlidir. Peygamberimizin 'Kim bir mescit inşa ederse Allah ona cennette bir köşk inşa eder' müjdesine nail olabilmek için hayırsever vatandaşlarımızın maddi bağışlarıyla bizlerin yanında olmuştur. Toplumu din konusunda aydınlatma görevini icra ederken vatandaşlarımızın bizlere destek olması din hizmetlerimizin niteliğini ve niceliğini artırmaktadır” dedi. Ardından İl Müftüsü Necati Akkuş tarafından ‘Cami, şehir ve medeniyet’ konulu konferans verildi. İl Müftüsü Necati Akkuş konuşmasında, “Bu sene Camiler ve Din Görevlileri Haftası münasebetiyle Diyanet İşleri Başkanlığımızın seçtiği ‘Cami, Şehir ve Medeniyet’ teması üzerinde kısaca durmak istiyorum. Aslında bugüne kadar geç kalınmış daha önceden işlenmesi gereken bir konuydu ama herhalde yeni sıra geldi. Yeryüzünde yapılan ilk bina mescid olarak yapılıyor ve dikkat etmemiz gereken bir şey daha var. İslam medeniyetinin mabetleri, medeniyetin köşe taşlarıdır. Bu taş ifadesini tırnak içinde kullanıyorum. Çünkü medeniyetlere beşiklik yapan ibadethaneler taştan yapılmıştır. Ecdadımız özellikle camileri merkeze alan ve taş binalar olarak şatafattan uzak, şahsiyet örneği camiler inşa etmişler ve şehirleri onların etrafında tesis etmişler. Bunun ilk örneği Kabe-i Muazzama’dır. Kabe, şehrin ve dolayısıyla medeniyetin mihenk taşı olmuştur.
‘BİR GARİP HALE GELDİK’
İslam medeniyeti ne zamanki sekteye uğramış bir takım kırılma noktaları yaşamışsa gene kendi medeniyetinin küllerinden yeniden ihya olmuş. Gerek ahlakıyla gerek inancıyla, gerekse sosyal hayatı, adaleti, merhametiyle yani İslam medeniyetinin kucaklayıcı özelliklerini ortaya koymuş ve yeniden dirilmiş. Selçuklu ve Osmanlı bu medeniyeti iyice kökleştirmiş. Ordu fethettiği yerlerde mutlaka cami inşa ediyordu. Fakat cami inşa ederken sadece ibadet edilen namazdan namaza açılıp kapanan bir cami değil etrafında külliyesi ile birlikte bir mekan inşa etmişler. Selçuklu eserlerine bakın mutlaka taş ve şahsiyetli binalar görülür. Osmanlı eserlerine bakın yine aynı. Selçuklu ve Osmanlı camilerinin etrafında oluşan şehirler dünyaya ışık saçan şehirler olmuşlardır. Mesela İstanbul, Semerkand, Buhara, Şam, hangisine bakarsanız bakın merkezlerinde bir cami, etrafında gelişen şehir ve o şehrin ortaya koymuş olduğu muazzam bir medeniyet vardır. Medeniyetimizi temsil eden bu camiler maalesef Osmanlı’nın yıkımından sonra yeniden medeniyeti inşa etme yerine yanlış bir istikamete Batılılaşma yönüne eğildiği için 100 yıldan beri bir türlü yeniden medeniyetimizi inşa edemedik. Yıkılışlardan sonraki dirilişe vesile olan medeniyetin mayasını bir türlü bulamadık. Bir garip hale geldik.
‘DİN GÖREVLİLERİMİZ KANAAT ÖNDERİ OLMALI’
Bugün yapmamız gereken şey; caminin asıl misyonunu din görevlileri olarak yeniden ihya etmemiz lazım. Bütün sıkıntılarına rağmen cami görevlimiz bulunduğu köyde, mahallede herhangi bir sorun oluştuğunda kanaat önderi olarak akla gelen ilk isim olmalı. Bugün kanaat önderi diye tabir edilen birçok insanın insanlarımızı yanlış yerlere yönlendirdiklerini gördük. Bizim kanaat önderi olacak şekilde bir misyon üstlenmemiz lazım” şeklinde konuştu.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.