Herkes kendine yakışanı yaptı
Vicdanlar yandı, göz yaşları sel oldu taştı.
Bir baktık tek yürek olduk bir baktık en büyük düşman. Halk olarak bizde çok yıprandık.
Darbe, pandemi, ekonomik kriz şimdi de deprem. Daha ne göreceğiz merakla bekliyoruz. Bundan daha kötü ne olabilir dediysek beterini yaşıyoruz zaten.
Güzel şeyler elbette oluyor ama diğerlerinin etkisi daha büyük yer ediyor benliğimizde. Yaklaşık 20 gündür deprem haberleriyle içimiz parçalanıyor.
Biz uzaktan izlerken bu denli etkilendik peki ya oradaki insanlar?
Depremzedeler üzerinden PR çalışması yapanını da izledik,
Minik kardeşlerimizin fotoğraflarını paylaş arkasına da bir acıklı müzik ohh miss gelsin takipçiler diyeni de gördük.
Gördük gördük daha nicelerini gördük. Bizlerde bir iktidarı eleştirdik bir muhalefeti eleştirdik. Yetmedi yardım edeni de eleştirdik etmeyeni de eleştirdik. Ne yapalım kafalar karışık!
Diyorum ya işte herkes kendine yakışanı yaptı!
Mesela, “Tek Yürek Türkiye” programından herkes haberdardır. Türkiye kendine yakışanı yapmadı mı? Sizlere soruyorum…
Yaralarımız sarılacak da ne zaman sarılacak meçhul…
Değişik bir milletiz sayın okurlar sizlerde bu toplumun bir ferdisiniz benden daha çok şeye şahit oldunuz, biliyorum.
Oradan oraya savruluyorum yine, yazmaya başladığım zaman her konuya değinesim geliyor sonrada çık işin içinden çıkabilirsen.
Bozüyük depremde neler yaptı bir de onları konuşalım. Kaymakamlığımız, Belediyemiz, Ticaret ve Sanayi Odamız, Sivil Toplum Kuruluşları, A-B-C Partililer, iş yeri sahipleri, esnaflar, ev hanımları, TOKİ sakinleri ve hatta Sultan Nine herkes kendine yakışanı yaptı!
Bozüyük birlik oldu depremin ilk gününden itibaren yapabileceğinin en iyisini yaptı ve yapmaya da devam ediyor.
Bu süreçte beni etkileyen iki olayı sizlerle paylaşmak istiyorum…
Depremin ilk günleri, ağlayarak haberleri izlediğimiz günler. Bir yandan dualar ediyoruz bir yandan neler yapabiliriz diye düşünüyoruz.
O gün, Erdallar Basın Kuruluşları Şirket Müdürü Mücahid Erdal bir konu olduğunu ve gönderdiği numara ile irtibata geçmemi istedi. Bende arkasından numarayı aradım. Telefonun ucunda Sara Şehla…
Sesinde ki o hüzün, telaş hala kulaklarımda sesini duyurabilmek için ne gerekiyorsa onu yapmaya çalışıyor. Anlattıklarını dinlerken adeta içim cız etti öylesine derinden etkiledi ki bu durum beni telefonu kapatıp ağlamaya başladım. Toparlandım ve "Depremin Şokunu Bozüyük'te Yaşadı" başlıklı haberi yazdım. Ertesi gün Sara'dan yeni bir haber geldi. İlk haberi yazarken hüznün göz yaşları vardı üzerimde ikinci haberde de mutluluk göz yaşlarımı akıttım. Güzel haberler aldım Sara'dan her ne kadar yaşadıkları olay oldukça ağır olsa da gelinen süreçte mutlu oluyor insan. Bozüyük halkı haberden sonra harekete geçmiş, Sara ve ailesini bağrına basmış. Yeni iş imkanları, kalacakları evi, gereken bütün desteği sağlamışlar. Önemli isimlerde bu işin içerisine girmiş ve sonra yine dedim ki; "Bozüyük kendine yakışanı yaptı".
Bir diğer mevzuyu da anlatıp yazıyı sonlandırıyorum. Akraba ziyareti sebebi ile Bozüyük TOKİ konutlarına gittim bir akşam. Depremin 3. günü gerçekleşiyor bu olay. TOKİ'de boş olan bir dairenin ev sahibi bu daireyi depremzedeler için açacağını söylemiş. Sonrasında TOKİ sakinleri evi öylesine güzel donatmış ki mübalağa yapmıyorum gerçekten evde sadece kuş sütü eksikti. Birlik ve beraberlikle yapamayacağımız hiçbir şey yok. İyi ki bu toprakların vatandaşıyız.
7'den 70' e herkes kendine yakışanı yaptı!