İLÇEMİZİN MANEVİ LİDERİ “KUMRAL ABDAL”

MUZAFFER TEKELİOĞLU

Bu haftaki yazımda İlçemizde bulunan ve Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Bey’in 6 asırdan fazla 3 kıtaya hak, adalet, barış ve kardeşliği götüren, İslam dininin yayılmasında büyük katkıları bulunan Osmanlı devletini kuracağının müjdesini veren rüyayı görmeden önce Hızır Aleyhisselam tarafından bildirilen manevi şahsiyet Kumral Abdal’ın manevi halinden bahsetmek istiyorum.

Kumral Abdal, tefekkür halindedir... Birden yanında Hızır Aleyhisselâm beliriverir. Osman Gazi'yi kastederek

"O yiğidin istikbali çok parlak" der. "Var bul onu ve müjdeyi ver."

-Nasıl bir müjde?

-Yakında rüyasını görür.

Kumral Abdal, dergâha koşar. Vardığında sohbet başlamıştır. Bir köşeye sokulur, diz çöker. Bakın şu işe ki Osman Gazi de oradadır. Genç mücahit kelimesini kaçırmadan şeyhini dinlemektedir... "Toprağa bağlanın! "Edebalı Hazretleri "Toprağa bağlanın" der, "Su kullanın, ağaç dikin, bahçelerinizi elden geçirin." (Bunlar bu coğrafyada kalıcı olduklarına dair işaretlerdir) "Fukaraya sahip çıkın, âlimlere hürmet edin..." Gecenin ilerleyen saatlerinde Osman Gazi el öper, müsaade ister. Edebalı hazretleri gözlerini kısar, geceyi dinler. Sonra nedendir bilinmez "Sabah ola hayrola" der "gelin kalın burada."

Bu diyarda ona itiraz ne mümkündür. "Başüstüne" der, baş eğerler. Derhal döşekler serilir. Osman Gazi ayağını uzatıp yatamaz. Zira odanın duvarında Mushaf-ı Şerif asılıdır. Bir köşeye bağdaş kurar, sabaha kadar Kuran-ı Kerim okur, tespihi ile baş başa kalır. Ama bir ara içi geçer Edebalı Hazretlerinin göğsünden çıkan bir nurun kendini kuşattığını görür. Sonra vücudu çınara döner. Dallanıp budaklanır ve çok büyür. Yaprakları bulutlara varır, kökleri kıtaları tutar. Dağlar ovalar, nehirler, şehirler... İnsanlar bölük bölük gelir gölgesine girerler. Huzurlu ve neşelidirler. Osman Gazi rüyanın heyecanıyla gelir kendine... Müezzinin yanık sesi odayı doldurur. Mescide geçerler. Osman gazi rüyanın tesirindedir hâlâ. Kumral Abdal sorar.

"Ne oldu sana?"

-Bir rüya gördüm hocam. Garip bir rüya

-İyi  ya, işte fırsat. Şeyhimize arz eyle

"Doğru söylüyorsun"

Osman Gazi, mahcup mahcup rüyasını anlatır. Edebalı Hazretleri kısa bir tefekkürün ardından:

-"Ey oğul. Sana müjdeler olsun" der,

"Göğsümden çıkan nur kızımdır. Seni kuşatması evleneceğinize işarettir. Ağaca gelince: Sen büyük bir devlet kuracaksın. Evlatların adaletle hükmedecekler. Allahü Teâlâ seni ve neslini insanların İslâm'la şereflenmesine vesile edecek. Kumral Abdal heyecanlıdır.

-"Vallahi doğru söylüyorsun!" der:

"Hızır Aleyhisselamın bildirdiği müjde bu olmalı."

Kumral Abdal, Osman Gazi’ye, “Ey Osman! Sana padişahlık verildi. Bize de bir şükran borcu vermen gerek” deyince, Osman Gazi “Ne vakit padişah olursam sana bir şehir vereyim” dedi. Derviş ise “Bize şu köyceğiz yeter. Şehirden vazgeçtik” cevabını verdi. Osman Gazi bu isteği kabul etti. Kumral Abdal’a “İşte bir kılıcım var. Babamdan ve dedemden kalmıştır. Onu sana vereyim. Bir de maşrapa vereyim. Birlikte senin elinde olsunlar. Neslinden gelecekler bu nişanı saklasın. Eğer Hak Teâlâ beni padişahlığa eriştirirse benim neslim dahi bu alameti görüp kabul etsinler, köyünü almasınlar” cevabını vermişti.