OKUL ÖNCESİ GELECEĞİN GÜVENCESİ…

MUZAFFER TEKELİOĞLU

İlimizde okul öncesine verilen değeri ülke genelinde kıyasladığımızda ilk sıralarda olduğunu görebiliriz. Bu başarının mimarları hiç şüphesiz bilinçli anne ve babalar,öğretmenlerimiz, kurum yöneticilerimiz ve eğitime gönül veren kişi ve kuruluşlardır.Okul öncesi eğitimi yüzde yüzlere çıkarmak hepimizin hedefi olmalıdır.

Okul öncesi dönem çocuklarda değerlere ilişkin bilgilerin temellerinin atıldığı ilk dönemdir. Geleneksel olarak okul öncesi eğitim kurumların ana hedefi çocukların erken sosyalleşmesi ve akademik becerilere hazırlığın geliştirilmesi olarak görülür. Kaliteli bir okul öncesi eğitim programı akademik becerilerin yanında karakter eğitimi, sosyal ve duygusal becerilerin geliştirilmesi ve toplumsal değerlere yer verme gibi hedefleri içermelidir.  Aileler ve okulöncesi eğitimcileri, çocuklar için değerleri öğrenecekleri ilk modeller olacaktır. Bu nedenle hem eğitimcilerin hem ailelerin değerleri benimsemiş ve iyi uygulayabilen yetişkinler olmaları gerekir. Okul öncesi eğitimde desteklenebilecek değerler şunlardır: Saygı, sorumluluk, mutluluk, işbirliği, sabır ve dürüstlük.

Bilindiği gibi, 3 ile 6 yaş arası çocukta pek çok gelişimsel değişmenin yaşandığı yıllardır. Normal gelişim gösteren bir çocuk, 6 yaş civarında pek çok motor becerileri kazanmış, çeşitli fiziksel becerilerini kullanmaya başlamıştır. Bilişsel gelişim açısından ise, fiziksel ve sosyal çevresi ile ilgili yoğun bir bilgi birikimi oluşturmaya ve çevresinde gelişen olayları anlamaya başlamıştır. Okul öncesi yılları çocuğun soyut düşünme yetisinin henüz tam şekillenmediği ve bu nedenle yapılan tüm etkinliklerin somut bir biçimde çocuğun yaparak ve deneyerek öğrenmeyi gerçekleştirdiği yıllardır. Okul öncesinde verilen anaokulu eğitiminde 3-6 yaş arasındaki çocuklar, ev ortamından çıkarak ebeveynleri dışındaki kişilerle de iletişim kurmaya başlar. Bu da günlük yaşam becerilerini artırması için ona fırsat oluşturur. Arkadaş ilişkileri önem kazanır. Gelişen iletişim yeteneği sayesinde aynı zamanda karşısındaki kişiye saygı duymayı da öğrenir.      Okul öncesi eğitim gören çocuk eğitim hayatı boyunca fiziksel açıdan da geri kalmamış olur. Okul öncesi eğitim öz güveni artırıyor. Okul öncesindeki dönemde anaokulunda eğitim alan çocuk, ebeveynlerinden uzakta, tek başına bulunduğu ortama ayak uydurmayı öğrenir. Kendi işini kendisinin yapması, sorunları kendisinin halletmesi ve bazı kararları kendisinin vermesi gerekir. Bu sayede kendine olan güveni ve bağımsızlık duygusu gelişir. Ve tabii ki bir toplum olarak yaşamanın gerektirdiği sınırlara ve kurallara uymayı da anaokulunda öğrenir. Anaokulunda yapılan aktiviteler ile çocuk kendini tanımaya ve yeteneklerini keşfetmeye başlar. Dil gelişimi hızlanır. Anaokuluna giden çocuklar bir aradayken, istediğini elde etmek için konuşmak ve kendini ifade etmek zorundadır. Böylece çocuk, dili televizyondan değil, yaşayarak öğrenir. Çocukta zekâ gelişiminin %70’lik kısmı 7 yaşına kadar tamamlanır ve öğrenme becerisi okul öncesi dönemindeki yaşlarda gelişiyor. Çocuğun grup etkinliklerine katılması, ilişki kurmayı öğrenmesi ve sosyalleşmesi gibi olgular bu dönemde gelişir. Okul öncesi dönemde önüne geçilmeyen sorunlar, çocuğun tüm yaşamını olumsuz etkileyebilir. Çocuk, anaokulunda edindiği arkadaşlar ile farklı kültür ve aileden gelen çocuklar ile iletişim kurmayı öğrenir. Farklılıklara saygı duymayı benimser. Anaokulunda ilköğrenime hazırlanan çocuk, okulda daha başarılı olur.

Milli ve manevi değerlere sahip, duygularını ifade edebilen, becerikli, şefkatli, saygılı, hoşgörülü ve yardımsever bireyler yetiştirmek için çocuklarımızı anaokuluna gönderelim. Çünkü eğitimin ilk anahtarı okul öncesi eğitimle kazanılır.