Zaman zaman sohbet ederken ya da herhangi bir açıklamada bulunurken sözlerimiz yanlış anlaşılır, en çok değer verdiğimiz dostlarımızı akrabalarımızı, arkadaşlarımızı üzeriz, hatta onlarla dostluğumuz sona erer. Konuşmalarda onları incitmeyecek şekilde hareket etmemiz gerekiyor. Boşuna dememişler on düşün bir konuş diye…Aynı cümleler bazıları için kötü, bazıları için de iyi anlaşılır. İşte size bir örnek:
Padişahın biri rüyasında, dişlerinin önden arkaya doğru döküldüğünü, yemek yiyemez hâle geldiğini görür. Canı sıkılan padişah, gördüğü rüyanın yorumunu yaptırmak üzere derhal saray tabircilerini huzuruna çağırtır. Rüyasını anlattıktan sonra tabirci başına: “-Hele bir söyle, bu rüya hayır mıdır, şer midir? Neye işarettir?” diye sorar. Tabirci başı hiç düşünmeden: “-Maalesef şerdir padişahım!” der ve sözlerine şöyle devam eder: “–Uzun yaşayacaksınız; ama ne yazık ki gözlerinizin önünde bütün yakınlarınızın birer birer ölüp sizi yapayalnız bıraktıklarını göreceksiniz.” Tabirci başının bu yorumu, padişahın gönlünde âdeta soğuk rüzgârlar estirir. Bir anlık sessizliğin ardından padişah hiddetle kükrer: “-Tez atın şunu zindana, felâket tellâlı olmak neymiş öğrensin!” Muhafızlar, tabirci başını yaka-paça edip zindana atarlar. Padişah, bu kez huzurundaki diğer bir tabirciye dönerek: “-Sen söyle bakalım, rüyamın tabiri nedir, hayır mıdır, şer midir?” der. Tabirci sükûnet içinde bir müddet düşünür, sonra birden yüzü aydınlanır ve tane tane konuşmaya başlar: “-Hayırdır padişahım, hayırdır!” der. “Bu rüya, bütün yakınlarınızdan uzun yaşayacağınızı ve daha nice seneler ülkenizi huzur ve sadetle idare edeceğinizi gösterir.” Bu habere çok sevinen Padişah, tabirciye iki kese altın ihsan eder. Olup biteni başından beri izleyenler ise, şaşkınlıkla tabirciye şu suali sorarlar: “-Aslında sen de tabirci başı da aynı şeyi söylediniz. Padişah neden onu cezalandırdı da seni Mükâfatlandırdı?” Tabirci tebessüm eder ve şöyle der: “-Elbette aynı şeyi söyledik; fakat öyle zaman olur ki, ne söylediğinden ziyade nasıl söylediğin ve kime söylediğin daha mühimdir.”