TBMM Başkanvekili ve CHP Bilecik Milletvekili Adayı Yaşar Tüzün, köylere yaptığı geziler sırasında tarım politikalarına yönelik açıklamalarda bulundu. Seçim kampanyası sırasında, CHP Bilecik İl Başkanı Mehmet Metin Yaşar ve ikinci sırada adayı Faik Akarkarasu ile birlikte Bilecik merkez ve ilçelerinde köylerin tamamına yakınını ziyaret ederek köylülerle bir araya gelen Tüzün vatandaşlarla sohbet etti.
Türkiye’nin hemen her yerinde kırsal kesimde tarım ve la uğraşanların büyük sıkıntı içinde olduklarını vurgulayan Tüzün, Bilecik’te durumun daha vahim olduğunu kaydetti. Köylerin büyük ölçüde boşaldığını, birinci sınıf arazilerin boş kaldığını belirten Tüzün şunları söyledi:
“Eken de pişman, ekmeyen de. Çiftçimiz köylümüz ne yapsın? Bir yıl boyunca uğraşıyor, sattığı masraflarını bile çıkarmaya yetmiyor. Türkiye’nin en iyi kirazları bizim köylerimizde yetişir. Ama köylümüzün kirazdan kazandığı, toplamak için işçiye verdiği paraya bile yetmiyor. Büyükşehirlerde pazara gidiyorsunuz kiraz 10-15 lira. Burada bakıyorsunuz toptan 2 lira. Bu kara düzenin değişmesi gerekiyor. İhracat yok deniyor. Tarım ürünlerinin ihracatı için 4-5 şirkete yetki veriliyor. Kim onlar, iktidara yakın isimler.”
Bilecik’teki seraların büyük kentler başta olmak üzere şehirlerde yaşayanların sebze ihtiyacını karşıladığına dikkat çeken Tüzün, seracıların da büyük sıkıntı içinde olduğuna dikkat çekerek, “Seracılarımız da emeğinin karşılığını alamıyor. Sık sık yağmurdan, doludan, kardan zarar görüyor. Biz Meclis’te mağduriyetin giderilmesi için mücadele veriyoruz, gündeme getirip önergeler hazırlıyoruz. En yetkili yerlere kadar sorunu iletiyoruz. Tamam deniyor, söz veriliyor. Ama Bilecik’teki seracılarımız üvey evlat muamelesinden, ayrımcılıktan kurtulamıyor” dedi.
Tüzün, organik tarımın bütün dünyada öneminin arttığını, Türkiye’de de organik ürünlere talebin arttığını belirterek şöyle devam etti:
“Bizim arazilerimiz organik tarım için çok uygun. Ancak araziler boş duruyor. Köylerimizi dolaşırken insanın içi acıyor. Yüzyıllardır bu topraklar insanları besledi. Ama şimdi boş duruyor. Bizim arazilerimiz boş dururken Türkiye saman ithal eder hale geldi. Devlet yurtdışından arazi kiralıyor. Ama kendi tarlalarımız boş. CHP iktidarında tarım canlanacak, tarlalar yeniden yeşerecek.”
Tüzün, çiftçi ve köylüye destek amacıyla kurulan devlet kuruluşlarının yandaşa makam dağıtan arpalık olmaktan çıkarılacağını belirterek çiftçi ve köylüye yönelik vaatlerini şöyle sıraladı:
“Köyde yetişen, köylünün derdini en iyi bilen Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanlığı ve CHP’nin iktidarında;
-Türkiye’yi tarımda ithalatçı olmaktan çıkarıp, ihracatçı haline getireceğiz.
-Tohum, gübre ve tarım ilacı gibi girdilerin vergilerini düşürerek, maliyetleri aşağıya çekeceğiz. Mazot 3.5 lira olacak.
-Parçalı tarım arazilerinin tarım sigortası sorununu çözeceğiz.
-Çiftçilerimizin tarımsal kredi borçlarının faizlerinin tamamını sileceğiz.
- Üretici Kayıt Sistemi’ni oluşturacağız. Sisteme kayıtlı üreticilerin SGK primlerinin tamamının devlet tarafından karşılanmasını sağlayacağız.
-Tüm ürünleri, üretim araçlarını ve hayvanları, sisteme kayıt edildikleri anda primleri devlet tarafından karşılanacak şekilde, tarım sigortası kapsamına dahil edeceğiz.
-Çiftçilere verilen desteklerden dosya parası, genel giderler adı altındaki kesintilerin tamamını kaldıracağız.
-Tarımsal destekleri girdi maliyetlerini hesaplayarak bir yıl önceden açıklayacağız.
-Şeker fabrikalarının özelleştirme ihalelerini iptal edeceğiz.
-Her köylüye evinin, ahırının çatısına ya da bahçesine en az 10 kW gücünde güneş paneli kurabileceği ekipman ve teknik yardımı 10 yıl vadeli ve sıfır faizli kredi ile sağlayacağız.
-Sulama birliklerine ve su şebekesi pompalama gereksinimi olan köylere sıfır faizli 10 yıl vadeli kredi temin ederek, enerji ihtiyaçlarını güneşten karşılamalarını sağlayacağız.
-Köylerde ve tarımsal sulamada su kullanımına destek sağlayacak; şebeke, sondaj ve boru maliyetlerini merkezi bütçeden karşılayacağız.
-En az 40 bin ziraat mühendisi, veteriner ve tekniker istihdamı sağlayacağız.
-Islah edeceğimiz meraların amaç dışı kullanımına izin vermeyeceğiz. Meraların köyün ortak malı olarak kalmasını sağlayacağız.
-Yerel tohumlarımızı geliştirecek ve biyoçeşitlilik koruyacak gen bankaları, laboratuvarlar ve üretim istasyonları kuracağız.
-Yem sanayini tamamen yerli ürün ve ham madde işler hale getireceğiz."