TEMİZLİK ANLAYIŞIMIZ
İnsanın yaratılışıyla birlikte söz konusu olan temizlik, günümüzün en güncel konusu olarak başa oturdu ve aylarca da yerini koruyacak gibi gözüküyor. Aslında Korona virüsü ile birlikte gündemin baş konusu olan temizlik, 15 asırdır, günlük hayatta İslam’ın ana konusudur. Hep günceldir, hep baş konudur. İslam ile birlikte insan hayatına girmiş, girdiği günden bu yana yaşantısının içinde, ilk günkü sıcaklığından ve öneminden hiçbir şey kaybetmeden yerini muhafaza ede gelmiştir.
Temizlik insan için yaratılışında var olan, ayrılmaz ve insan deyince varlık olarak kendisi ile aynî (özdeş) bulunan bir konudur. Allah insanı ruhen ve bedenen temiz yaratmış, içinde bulunduğu ve yaşantısını sürdürdüğü çevreyi de yaratılışına uygun şekilde temiz olarak var eylemiştir. Ruh temizliğini varlık olarak, bir manada özünün temizliği olmak üzere fıtrat kelimesi ile izah etmiştir. Fıtrat ilk yaratılış anında varlık türlerinin temel yapısını, karakterini ve henüz dış tesirlerden etkilenmemiş olan ilk durumlarını belirtir (TDV İslam Ansiklopedisi, Fıtrat Maddesi). Fıtrata, öz temizliği, yaratanın yerleştirdiği temiz yapı, öz, cevher denebilir. Bununla bağlantılı olarak insandan, bu yapısına uymayan bütün kötü ve yadırganacak söz, fiil, tavır ve yaşantı tarzından uzaklaşması istenmiştir. Yemesi içmesi, giyinmesi, çevresi ile birlikte yaratılışındaki temizliğe uygun davranması, tercihlerini temiz olandan yana kullanması vecibe olarak yüklenmiştir. Temzi olan şeylerin helal kılındığı (Maide 4-5, Araf, 32), temiz şeylerin yenilip içilmesi gerektiği (Mü’minun, 51) Temiz olanlarla birlikte olması gerektiği (Nur, 26), Giyimin temiz olması gerektiği (Araf,31) Kur’an-ı Kerim’de insana, temizlikten yana hatırlatılan hususlardan sadece birkaç tanesi olarak ilk aklımıza gelenlerdir.
Her dinin olmazsa olmazı olan ibadetler, İslma’da İnsan dünyasını yaşanabilir kılan unsurlardır. Adeta yaşayabilmek için insan hayatının vazgeçilmezleri olarak istenmiştir. İslam inancında ibadetler, hayatı kolaylaştırmak, yaşanabilir kılmak, insanın özünden uzaklaşmasını önlemek, içinde bulunmak zorunda olduğu toplum hayatına uyum sağlamasını temin etmek, toplumun daha müreffeh ve mutlu olmasının yollarını açmak için Yüce yaratıcının, dünya ve insanın yaratılış kıvamına uygun şekilde istediği vecibelerdir. Bunların her birinin, ruh yada beden temizliği ile doğrudan bağlantısı vardır. Namaz için insandan, hem ruhî yatkınlık ve ruhen Allah’ın huzuruna çıkmaya hazır olmak manasına gelen temizlik (Hadesten taharet), yani abdest, hem de beden ve çevre temizliği manasına gelen temizlik (Necasetten temizlik) istenmiştir. Namazın asgarî günde beş defa kılındığını düşünerek baktığımızda temizliğin insan hayatının merkezine oturtulduğunu görürüz. Ayrıca oruç başlı başına bir temizlik kültürüdür. Zira oruçla duyguların temizlenmesi öngörülmüş, böylece temiz düşünce, temiz anlayış ve yaratıldığı nezahette temiz davranış alışkanlığı kazanmada orucun başlı başına temizlik seferberliği olduğunu görürüz. Hac ve umre ibadetinde ihram şartı, müslümanda dünyaya bakışın temizlik açısından olduğunu anlatır insana. Zekât, zihin ve göz temizliğidir. Şunu özellikle belirtmek gerekir ki, İslam’ın şart koştuğu manevî temizlik, kişinin yeme içmede, çevreyi kullanmada, kısaca yaşantısının her alanında temizi tercih etme anlayışı ve düşüncesine ünsiyet kazanmasında ana etken güçtür.
Her şeyden evvel Peygamber Efendimiz (SAV) “Temizlik imanın yarısıdır” buyurarak, insanın içine düştüğü her türlü hastalık, dert ve ızdırabın arınma ihtiyacından kaynaklandığını gözler önüne sermektedir.
Bütün bunlardan sonra korona virüsünün oluşumunun ve bulaşmasının tamamen temiz olmamakla bağlantılı olduğu görülmektedir. Oluşumunda, yeme içmede İslam İnancı tarafında pis sayılan şeylerin tercih edilmesinden kaynaklandığı yine ilim ehli tarafından dile getirilmektedir. Bulaşmaması için alınan tedbirlerin tamamı temizlik odaklıdır. Dolayısıyla temizliği insan hayatının merkezine oturtan dinimizin bize aslında sıhhatli bir hayat hazırladığını bu vesileyle daha iyi anlıyoruz.
Ne yazık ki, gerek basında ve yayında yazılan ve konuşulan gerekse toplumumuzda görülen temizlik anlayışımızın, dinimizin tavsiyelerinin maalesef çok dışında ve sanki inancımızdan kaynaklanan temizlik kültürümüzü yeni keşfediyormuşuz gibi bir haldeyiz. Yine Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle, kendi tercihlerimizle temizlik kurallarını çiğnememizden kaynaklanan dertlerimize bir yeninsin daha eklendiğini müşahede ediyoruz. Korona virüsünün özellikle bulaşması konusunu uzmanlarından dinledikçe, müslüman olarak her konuda olduğu gibi temizlik konusunda da dinî hassasiyetlerimizi göz ardı ettiğimizi görüyoruz. Bir televizyon kanalında uzman bir profesörün ellerimizi dirseklerimize kadar yıkamamız gerektiği ifadelerini işitince, Yüce Allah’ın insanlığa hayatı tatlı ve kolay yaşaması için her türlü hayat prensiplerini ince ince bildirdiğini kavramamız gerektiğini anlamamız lazım.
Şunu da belirtmek gerekir ki, elbette tedbirli olmak zorundayız. Temizlik başta olmak üzere, konunun uzmanları ve devletimiz tarafından açıklanan tedbirlere harfiyen uymamız da ayrıca dinî bir gerekliliktir. Unutmamamız gerekir ki, biz kendi hayatımızdan sorumlu olduğumuz kadar, toplum hayatını tehlikeye atmamaktan da sorumluyuz. Umursamaz davranışlarımızın nice acılara ve canlara mal olabileceğini aklımızdan çıkarmamalıyız. Bizim canlarımızı korumak için kendilerini bu virüse siper eden sağlık görevlilerimiz başta olmak üzere, güvenlik görevlilerimiz, din görevlilerimiz ve devletimizin her kademedeki çalışanlarımız ve görevlilerimizin emeklerini boşa çıkaracak kadar umursamaz olmamız vebaldir ve ağır günahtır. Allah’ım milletimizi ve bütün insanlığı her türlü felaketten muhafaza eylesin.