İkinci İnönü Zaferi’nin 97. yıl dönümü, Bozüyük’te Metristepe Anıtı ve Akpınar şehitliğinde düzenlenen törenlerle kutlandı. Sabah saat 11.00’da Metristepe Anıtı’nda başlayan programda, saygı duruşunda bulunularak İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından askerler tarafından saygı atışı yapıldı. Daha sonra Akpınar şehitliğe geçildi. Akpınar şehitliğindeki program protokol mensupları tarafından anıta çelenk konulması ile başladı. Protokol konuşmaları ile devam etti.
“Türk milletinin makûs talihini yendiği bir zaferdir”
Bilecikli Şehit Aileleri adına Hayati Durak tarafından konuşma yapıldı. Gazi Hayati Durak, konuşmasında, 1 Nisan’da Türk ordusunun zaferi ile sonuçlanan 2.’inci İnönü Meydan Muharebesi’nin, Türk milletinin makûs talihini de yendiği bir zafer olduğunu söyledi. Hayati Durak, " 2. İnönü meydan muharebesini kazanan garp cephesi kumandanı İsmet Paşa Ankara'ya şu telgrafı çeker; ‘Bozüyük yanıyor düşman binlerce ölüleriyle doldurduğu muharebe meydanını muzaffer silahlarımıza terk etmiştir. İmza Garp Cephesi Kumandanı İsmet’. Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu telgrafa şu cevabı verir; "Bütün tarihi âlemde sizin İnönü Meydan Muharebesinde deruhte ettiğiniz kadar ağır bir vazife deruhte etmiş kumandanlar enderdir. Siz orada yalnız düşmanı değil Türk Milletinin makûs talihini de yendiniz bütün vatan bugün zaferinizi kutluyor. İmza Mustafa Kemal’. Bizlerde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bu telgrafı doğrultusunda her yıl 1 Nisan günü İnönü Meydan Muharebesini kutluyor bu muharebelere katılan Şehitlerimizi rahmetle gazilerimizi minnetle anıyor ve huzurlarında saygıyla eğiliyorum. Ruhları Şad olsun.” Dedi.
“Direnişin ve kurtuluşun topraklarındayız”
Ardından Bozüyük Belediye Başkanı Fatih Bakıcı tarafından günün anlam ve önemine binaen bir konuşma yapıldı. Başkan Bakıcı konuşmasında, " Osmanlı Devletinin Kuruluşuna, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurtuluşuna şahitlik eden 635 şehidimizi bağrına basan bu topraklar, İnönü savaşları ile de direnişin ve kurtuluşun toprakları olmuştur. Her ne kadar Yunanlılar 1.İnönü Savaşı için keşif, 2. İnönü Savaşı için çarpışma dese de düzenli ordumuzun bu ilk zaferi sadece Ankara da değil tüm yurtta coşku ile kutlanmış, fener alayları düzenlenmiş, halkın TBMM ne güveni artmış milli mücadele ateşi bir kat daha alevlenmiştir.
10 Ocak ve 1 Nisan tarihleri aslında Bozüyük savaşlarıdır bizim için. Dağımıza, kayamıza, toprağımıza kanla yazılmış nice destanlar demektir. Vatan demektir, kurtuluş demektir.1.ve 2. İnönü Muharebelerinin en kanlı çatışmaları Bozüyük, Söğüt ve İnönü hattında yaşanırken her taraf yanmış, yıkılmış ve yağmalanmış, yerli halk büyük bir zulüm yaşamıştı. Askerler cephede kanının son damlasına kadar çarpışırken ahali de orduya destek veriyor müdafaada ısrar ediyordu.
Bu kutlu topraklar; ‘Size öyle bir vatan aldım ki ebediyen sizin olacaktır’ diyen Sultan Alpaslan sayesinde, ‘93 Harbi’nde henüz 20 yaşlarında genç bir gelinken, küçük yaştaki oğlunu ve 3 aylık kızını evde bırakarak daha sonra bu oğlunu da Çanakkale'de şehit veren Aziziye Tabyası'nı Ermeni çetelerinden satır ile geri alan, düşman Erzurum’dan kovuluncaya kadar Erzurum’un her karış toprağında cephâne taşıyarak, yaralılara hemşirelik yaparak, yemek pişirerek, su dağıtarak, hizmetten hizmete koşan Nene Hatun sayesinde, Çanakkale’de mekanizması bozulan bir topun 215 kg’lık mermisini sırtına alarak iki metre yükseklikte bulunan namluya sürerek ateşleyip İngiliz zırhlısını vurarak savaşın seyrini değiştiren Seyit Onbaşı sayesinde ve daha nice isimsiz kahramanlarımız sayesinde bizlere vatan oldu.
“Türk milleti var oldukça vatanı, bayrağı, namusu için şahadet şerbeti içmekten çekinmeyecektir”
Yine Çanakkale deki, İnönü deki şehitlerin torunları olarak 15 Temmuz hain darbe girişiminde birlik ve beraberlik içerisinde hainlere ‘dur’ diyerek yeni bir destan yazdık. Türkiye tarihinde demokrasi zaferi olarak yer alacak 15 Temmuz Demokrasi Zaferi’ni de; babasıyla o karanlık gecede yaptığı son konuşmasında ‘ben hazırım baba’ diyerek darbeci generali öldüren ve darbenin seyrini değiştiren ve 30 kurşunla şehit edilen kahraman asker Ömer Halis Demir sayesinde, alçak cunta girişiminde vatanımızı ve milletimizi korumak için, çocukluğunun o en büyük hayali Boğaziçi Köprüsü’nde, 16 yaşındaki evladı Abdullah Tayyip ile birlikte şehit olan reklamcı Erol Olçok sayesinde, kalkışmayı öğrendikten sonra hemen abdest alarak, namaz kılan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "sokağa çıkın" çağrısına uyarak evdekilerle helalleşen, vatan ve millet sevdasıyla yollara düşen, eşi ile birlikte Boğaziçi Köprüsü'nde hainlere ‘dur’ diyen Ayşe Aykaç sayesinde daha nice şehit ve gazilerimizin sayesinde elde ettik. İşte biraz önce okuduğum mektupta ki ruh 101 yıl sonra yine karşımıza çıkıyor. Değil 101 yıl 1001 yılda geçse Türk milleti var oldukça vatanı, bayrağı, namusu için şahadet şerbeti içmekten çekinmeyecektir.
“Göğsümüzdeki imanla kıyamete kadar bu topraklarda olacağız”
Aradan geçen 2 yılın ardından bu gün dosta güven veren düşmana korku salan şanlı ordumuz, Silahlı Kuvvetlerimiz kahraman Mehmetçiklerimiz ile birlikte ulusal güvenliğimizi ve bölgesel huzuru sağlamaya yönelik Afrin’de ‘Zeytin Dalı Harekatı’ ile yeni bir destan yazıyor.
Toprağı kanlarıyla sulayan şehitlerimiz varlığımızın en büyük sebebidir. Her ne yaparsak yapalım hakları asla ödenemez ve bu emsalsiz hizmete bir bedel biçilemez. Çünkü canın bedeli yoktur. Ya devlet başa ya kuzgun leşe diyerek Niğbolu’da, Mohaç’ta Plevne’de, Anafartalar’da, İnönü’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Cudi’de, Gabar’da, Zap suyunun sağlı sollu dağlarında, 15 Temmuz’da ve Afrin’de vatan söz konusu olduğunda canını feda etmekten çekinmemiş tüm şehitlerimiz; Sizler bizlere haklarınızı helal ediniz. Bizler; sizlerin ardından bu topraklara, bu bayrağa el sürdürmeyecek, bu ezanları susturmayacağız. Ve herkes şunu iyi bilmelidir ki göğsümüzdeki imanla kıyamete kadar bu topraklarda olacağız.
Bu duygu ve düşüncelerin ışığı altında, Türk askerinin ve milletimizin, imkânsızlıklar içinde dahi vatan sevgisi ve bağımsızlık inancı ile gösterdiği kahramanlıklarının en şanlı örneklerinden biri olan 2. İnönü Zaferi’ni kutluyor, başta Kurtuluş Savaşımızın önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü’yü ve İstiklal Savaşımızın tüm kahramanlarını, ayrıca 15 Temmuz hain darbe girişiminde yeni bir destan yazan demokrasi şehitlerimizi ve tüm şehitlerimizi, rahmet, minnet ve şükranla anıyor, hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum” dedi.
“Seve seve can vermeye hazırız”
Devamında Türk Silahlı Kuvvetleri adına Garnizon Komutanı Yüzbaşı Murat Günhan tarafından muharebenin askeri yönüyle ilgili bir konuşma yapılarak zaferin sebep ve sonucuyla ilgili bilgiler verildi. Yüzbaşı Günhan konuşmasında,”2. İnönü Muharebesi neticesinde Yunan ordusunun ilerleyişi durdurulmuş. Yeniden taarruza geçebilmeleri için kuvvet ihtiyacı ortaya çıkmış ve İngilizlerin kendilerine olan güvenleri zayıflamıştır. Bu zaferle TBMM’ye olan güven daha da artmış, Türk ordusu gücünü ispat etmiş ve hazırlıklarını tamamlamak için zaman ve moral kazanmıştır. Tarihi 2. İnönü muharebesi gibi birçok kahramanlıklarla dolu olan fedakâr ordumuz geçmişte olduğu gibi bugün de yeminine sadık kalarak icabında vatan, cumhuriyet ve vazife uğruna seve seve canını vermeye hazır olup milletine hizmet etme azim ve kararlılığındadır” dedi.
“İstiklal ve istikbal için mücadeleye devam ediyoruz”
AK Parti Bilecik Milletvekili Halil Eldemir törende yaptığı konuşmada “Karakteri özgürlük ve bağımsızlık olan bir milletin mensubu olmak böyle bir inanca sahip bir millet olmak en büyük şükür vesilemizdir. Tarihimizde Anadolu topraklarına girdiğimiz ve bu toprakları kendimize vatan ettiğimiz o günden bu güne bu topraklar birçok kahramanlıklar ve zaferlere şahitlik etti. Gazi Mustafa Kemal’in önderliğinde başlatılan kurtuluş hareketiyle ecdadımızın özgür ve bağımsızlık için vermiş olduğu mücadelelerden bir tanesi de 2. İnönü savaşıdır. Bağımsızlık, istikrar ve istikbal için nasıl ki ecdadımız bir mücadele yürüttü ise biz de aynı kararlılık ve duygularla aynı mücadeleyi yürütmek zorundayız. Afrin’de El-Bab’da ve Kandil’de yürütülen operasyonların hepsi de bu ülkenin istikrarı ve istikbali içindir. Bu vesileyle Kurtuluş Savaşında ve daha sonraki mücadelelerde şehit olmuş tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Bugün ülkemizin istiklali ve istikbali için mücadele eden kahraman güvenlik güçlerimize, askerimize, polisimize korucularımıza da Cenab-ı Allah’tan gayret diliyorum” dedi.
“Tarihimiz kahramanlık destanlarıyla doludur”
Sonrasında Bilecik Valisi Tahir Büyükakın tarafından bir konuşma yapıldı. Vali Büyükakın konuşmasında “97 yıl önce bugün bu millet burada büyük bir kahramanlık destanı yazdı. Tarihimiz kahramanlık destanlarıyla dolu. Bu millet bağımsızlığı zaten gerektiğinde ülkesi için canını feda ettiği için aziz ve kahraman bir millet olmuş. Gelecekte de bağımsızlığını devam ettirecek gerçekten aziz bir millettir. Böyle bir milletin mensubu olmaktan hepimiz şeref duyuyoruz. Aziz şehitlerimiz geçmişte olduğu gibi bugün de vatan için gerektiğinde canlarını gözlerini kırpmadan feda etmektedir. Bugün Afrin’de devam eden operasyonlarda birçok şehidimiz ülkesi ve milleti için canını feda etmektedir. Göklerde dalgalanan bayrağımız onlar sayesinde dalgalanırken biz bugün onlar sayesinde ayakta durabiliyoruz. Bir milletin tarihini bildiği müddetçe varlığını devam ettirebileceği gerçeğini unutmamamız gerekiyor. Biz ancak şehitlerimiz ve gazilerimizin kıymetini bildiğimizde bu milleti ayakta tutabileceğiz. Bu coğrafya bir kaderdir. Bu coğrafyada bu kaderin bedelini ödemeye layık olanlar ancak ayakta durabiliyo0rlar. Bin yıldır bu coğrafyada biz bu bedeli ödemeye hazır ve nazır olduğumuz için ayakta durabiliyoruz. Ben bu coğrafyada bu milletin ayakta durması için emeği geçmiş kanını dökmüş, canını vermiş başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum” dedi.
“Sizden çok şey öğrendik”
TBMM Başkan vekili Yaşar Tüzün konuşmasında, “İnönü kahramanları sizden çok şey öğrendik. Mesela büyük balığın küçük balığı her zaman yiyebileceğini öğrendik. Merminin mertlikle tüfeğin yürekle boy ölçüşemeyeceğini sizden öğrendik. Yoksul bir milletin yedi düveli yenebileceğini öğrendik. İnönü’de cesaretin kitabını yazanlar, sizin sayenizde küllerinden yeniden doğmayı öğrendik.
Aziz atalarımız siz bu topraklarda iz bıraktınız. Sadece bu topraklarda değil, tarihimizde de yüreğimizde de ruhumuzda da iz bıraktınız. Hesap yapanların oyunlarını bozdunuz. Senaryolarını başlarına geçirdiniz, heveslerini kursaklarında bıraktınız. Aziz şehitlerimiz şimdi bize 97 yıl önce bu millete verdiğiniz ruh gibi bir ruh, sizin ki gibi bir birlik lazım. Menfaatini düşünenlere kendisini ülkesine adayanlardan lazım. Tarihe, kahramanlara dil uzatana bu kahramanlık kitabını yeniden okutmak lazım. Şimdi düşünün ve 97 yıl öncesini hayal edin. Eğer şimdi kutladığımız bu zafer kazanılmasaydı Türkiye Cumhuriyeti olur muydu? Bu topraklarda özgür ve bağımsız yaşayabilir miydik? Biz Bilecikliler olarak bu topraklara Kurtuluş ve Kuruluşun beşiği deriz. Bu topraklar bizlere büyük sorumluluklar yüklüyor. Bizler yanı başımızda Metristepe’de yatan şehitlerimizin ruhlarını rahatsız etmekten korkarak büyüdük. Vatan sevgimizi çocuklarımıza, torunlarımıza bırakmak üzere atalarımızdan miras aldık. Barış her zaman önceliğimiz oldu. Bundan sonra da önceliğimiz olacak. Bizlerin özgür yaşaması için ülkemizin aydınlık geleceği için canlarını feda eden ulu şehitlerimiz, siz kara toprağın altındakiler. Biz üstündekilere ilham olsun” dedi.
Akpınar Şehitliğinde Kur’an-ı Kerim Nidaları yükseldi
Konuşmaların ardından Kur’an-ı Kerim tilaveti okundu. Devamında İlçe Müftüsü Selami Bağcı’nın dua ettirmesi sonrasında Vali Tahir Büyükakın tarafından şeref defterinin imzalaması ve şehitliğin ziyaret edilmesiyle Akpınar şehitliğindeki programlar sona erdi.