ZAFERİN 96. YIL DÖNÜMÜ KUTLANDI
İkinci İnönü Zaferi’nin 96. yıl dönümü, Bozüyük’te Metristepe Anıtı ve Akpınar şehitliğinde düzenlenen törenlerle kutlandı. Bu yıl ilk defa...
İkinci İnönü Zaferi’nin 96. yıl dönümü, Bozüyük’te Metristepe Anıtı ve Akpınar şehitliğinde düzenlenen törenlerle kutlandı. Bu yıl ilk defa Bilecik ve Eskişehir Valiliğinin aldıkları ortak karar ile İkinci İnönü Zaferi’nin yıl dönümü dolayısıyla her il kendi bünyesinde kutlama programı düzenledi. Hal böyle olunca törenlere il dışından katılım gerçekleşmedi.
Sabah saat 11.00’da Metristepe Anıtı’nda başlayan programda, saygı duruşunda bulunularak İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından askerler tarafından saygı atışı yapıldı. Daha sonra Akpınar şehitliğe geçildi. Akpınar şehitliğindeki program protokol mensupları tarafından anıta çelenk konulması ile başladı. Protokol konuşmaları ile devam etti.
Buradaki törenlerde ilk olarak Türk Silahlı Kuvvetleri adına Üsteğmen Serkan Adalı tarafından muharebenin askeri yönüyle ilgili bir konuşma yapılarak zaferin sebep ve sonucuyla ilgili bilgiler verildi. Üsteğmen Adalı konuşmasında,”2. İnönü Muharebesi neticesinde Yunan ordusunun ilerleyişi durdurulmuş. Yeniden taarruza geçebilmeleri için kuvvet ihtiyacı ortaya çıkmış ve İngilizlerin kendilerine olan güvenleri zayıflamıştır. Bu zaferle TBMM’ye olan güven daha da artmış, Türk ordusu gücünü ispat etmiş ve hazırlıklarını tamamlamak için zaman ve moral kazanmıştır. Tarihi 2. İnönü muharebesi gibi birçok kahramanlıklarla dolu olan fedakâr ordumuz geçmişte olduğu gibi bugün de yeminine sadık kalarak icabında vatan, cumhuriyet ve vazife uğruna seve seve canını vermeye hazır olup milletine hizmet etme azim ve kararlılığındadır” dedi.
Bilecikli Şehit Aileleri adına Hayati Durak tarafından konuşma yapıldı. Gazi Hayati Durak, konuşmasında, 1 Nisan’da Türk ordusunun zaferi ile sonuçlanan 2.’inci İnönü Meydan Muharebesi’nin, Türk milletinin makûs talihini de yendiği bir zafer olduğunu söyledi. Hayati Durak, " 2. İnönü meydan muharebesini kazanan garp cephesi kumandanı İsmet Paşa Ankara'ya şu telgrafı çeker; ‘Bozüyük yanıyor düşman binlerce ölüleriyle doldurduğu muharebe meydanını muzaffer silahlarımıza terk etmiştir. İmza Garp Cephesi Kumandanı İsmet’. Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu telgrafa şu cevabı verir; "Bütün tarihi âlemde sizin İnönü Meydan Muharebesinde deruhte ettiğiniz kadar ağır bir vazife deruhte etmiş kumandanlar enderdir. Siz orada yalnız düşmanı değil Türk Milletinin makûs talihini de yendiniz bütün vatan bugün zaferinizi kutluyor. İmza Mustafa Kemal’. Bizlerde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bu telgrafı doğrultusunda her yıl 1 Nisan günü İnönü Meydan Muharebesini kutluyor bu muharebelere katılan Şehitlerimizi rahmetle gazilerimizi minnetle anıyor ve huzurlarında saygıyla eğiliyorum. Ruhları Şad olsun.” Dedi.
“Bu topraklar topyekün bir dayanışma sonucu bizlere vatan oldu”
Ardından Bozüyük Belediye Başkanı Fatih Bakıcı tarafından günün önlem ve önemine binaen bir konuşma yapıldı. Başkan Bakıcı konuşmasında, " Osmanlı Devleti’nin Kuruluşuna, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurtuluşuna şahitlik eden bu topraklar, İnönü savaşları ile de direnişin ve kurtuluşun toprakları olmuştur. 96 yıl önce, Mehmetçikler canları pahasına bize biçilen kefeni yırtmak için korkusuzca ölüme yürümüşlerdi. Bu kutlu topraklar; ‘Size öyle bir vatan aldım ki ebediyen sizin olacaktır’ diyen Sultan Alpaslan sayesinde, Çanakkale de Seyit Onbaşı sayesinde, Kurtuluş Savaşın da Gazeteci Hasan Tahsin, Sütçü İmam, Nene Hatun, Halide Onbaşı sayesinde, her türlü yokluğa rağmen, kadını, erkeği, genci, yaşlısı, çoluğu, çocuğu, kısacası tüm milli ve manevi varlığı ile verdiği topyekün bir dayanışma sonucu bizlere vatan oldu.
İşte bu zaferler aslında Türkiye Cumhuriyeti bağımsızlığının tüm dünyaya ilanıdır. Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlüğünden asla taviz vermeyeceğinin bir ispatıdır. Cephede korkusuzca savaşan Mehmetçiklerimizin, Kütahya sırtlarında, eksi 20-30 derecede, 75-80 yaşında, kendisi pazen elbiseyle dolaşırken, bütün yorgan battaniye ne varsa hepsini cephanenin üstüne örten ninelerimizin, başı örtülü, kalbi Allah ve Peygamber sevgisi ile dolu, büyük bir iman gücü ile erkeği ile omuz omuza cephedeki yerini almış, düşmana karşı silâhı ile savaşarak, cepheye mermi taşıyarak, yaralı askerleri tedavi ederek, silâh ve giyecek imal ederek, vatanın kurtuluşunda ve bu günlere ulaşmamızda hak sahibi olmuş nice isimsiz kahramanlarımızın zaferidir.
Kurtuluş Savaşı’nın eşsiz bir zaferle sonuçlanması, Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ ün ileri görüşlülüğü sayesinde, vatan ve millet sevgisiyle, bağımsızlık ve özgürlük inancıyla nelerin başarılabileceğini kanıtlarken, Türk Milletinin gücünü ve büyüklüğünü de tüm dünyaya göstermiştir.
Bu doğrultuda hedefimiz; yeniden diriliş destanının yazıldığı bu toprakların milli kimliğimizin gelecek kuşaklara taşınabilmesi açısından birer açık hava tarih okulu olmasıdır. Nice şehidimizin yattığı bu toprakların doğal yapısının korunması ve muharebe alanlarının dünyaya tanıtılmasıdır.
“Bu Toprakların bedeli nice şehit kanlarıyla ödendi”
Bizler Kurtuluş Savaşının özgürlük mücadelemizin son halkası olduğunu düşünürken Türkiye’nin seçilmiş, meşru Cumhurbaşkanı’nı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni, Anayasamızı, bir bütün olarak Türkiye Cumhuriyeti Devletini, milli bütünlüğümüzü, iç barışımızı, varlığımızı ve birliğimizi, vatansever halkımızın canını ve malını doğrudan ve kasten hedef alan, devletin üniformasını giymiş vatan hainleri 15 Temmuz gecesi darbe yapmaya kalkışmıştı.
Ve yine gördük ki; bugün de vatan söz konusu olduğunda Alevisi, Sünnisi, Lazı, Çerkezi, Kürdü, Türkü fark etmeksizin, içimizden bir kahraman çıkıyor, bu bazen bir reklamcı Erol Olçok oluyor, bazen polis ikizler Ahmet ile Mehmet Oruç oluyor, bazen de bir astsubay Ömer Halis Demir oluyor ve hainlerin tüm planlarını altüst ediyor.
“Bu toprakları kolay kazanmadık”
Evet bu toprakların bedeli nice şehit kanlarıyla ödendi. 1071 yılında bize vatan olan ve kanla yoğrulan Anadolu toprakları için Kurtuluş Savaşı’nda binlerce yiğit vatan evladı canını feda etti. Aynı yiğit vatan evlatları bu gün de vatanları için gözlerini kırpmadan canlarını veriyor. Biz bu toprakları kolay kazanmadık. Herkes şunu iyi bilmelidir ki göğsümüzdeki imanla kıyamete kadar bu topraklarda olacağız.
Bu büyük mücadelenin yıl dönümünde, başta Kurtuluş Savaşımızın önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü’yü ve İstiklal Savaşımızın tüm kahramanlarını, ayrıca 15 Temmuz hain darbe girişiminde yeni bir destan yazan demokrasi şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyor, hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum” dedi..
“Geçmişini bilmeyenlerin geleceği olamaz”
Devamında Bilecik Valisi Süleyman Elban tarafından bir konuşma yapıldı. Vali Elban konuşmasında “Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından birisi hiç kuşkusuz büyük önder Gazi Mustafa Kemal’in önderliğinde yürütülen kurtuluş savaşımızdır. Ayağında çarığı, çantasında azığı olmayan kahraman askerlerimizin kendisinden sayı ve teçhizat olarak kat ve kat üstün düşman askerlerine karşı verdiği onurlu mücadelelerine tarihimiz şahittir. Bu büyük zaferin arkasında milletimizin üstün inanç ve azmi vardır. Tüm yokluklara rağmen bu büyük mücadelede varlık mücadelesi verilmiş ve sonunda bugün üzerinde yaşadığımız vatan toprakları kurtarılmış ve pırıl pırıl Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. Bugün onlar için ne kadar dua etsek ne kadar niyaz etsek haklarını ödeyemeyiz. Kurtuluş savaşımızın en önemli kilometre taşlarından birisi de 2. İnönü Zaferidir. Ordumuzun batı cephesinde ikinci kez zafere ulaşması gerek yurt içinde gerekse yurt dışında büyük yankı uyandırmıştır. 2. İnönü Zaferi ülkemizde büyük bir sevinç ve coşku ile karşılanırken kurtuluş umudunu da canlandırmıştır. Bu sayede ordumuza güven artmış ve bütün imkânsızlıklara rağmen Türk milletini esaretten çıkartmak için yüreğini ortaya koyarak savaşanlara büyük moral ve güç vermiştir. Sonuçta milletimizin makûs talihi yenilerek bugün kü mensubu olmaktan büyük onur duyduğumuz Türkiye Cumhuriyeti doğmuştur. Kurtuluş Savaşının zaferle sonuçlanması bağımsızlık ve özgürlük inancıyla nelerin başarılabileceğini kanıtlarken Türk milletinin gücünü ve büyüklüğünü de tüm dünyaya göstermiştir. Bizlere düşen en büyük görev tıpkı o günlerde olduğu gibi bugün de birlik ve beraberlik içinde olmaktır. Hangi zor şartlar altında vatan topraklarının korunduğunu neslimize anlatmaktır. Şunu unutmamak gerekir ki geçmişini bilmeyenleri geleceği olamaz” dedi.
Akpınar Şehitliğinde Kur’an-ı Kerim Nidaları yükseldi
Konuşmaların ardından Ankara Ahmet Hamdi Akseki Camii İmam Hatibi Ali Tel tarafından Kur’an-ı Kerim okundu. Devamında İlçe Müftüsü Selami Bağcı’nın dua ettirmesi sonrasında Vali Süleyman Elban tarafından şeref defterinin imzalaması ve şehitliğin ziyaret edilmesiyle Akpınar şehitliğindeki programlar sona erdi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.